Hem nalına hem mıhına vurma vakti geldi de geçiyor bile. Araçsal/Pragmatist (faydacı) aklın insanı sürüklediği felaket bizi ölümün kıyısına kadar getirdi. Düşünmeye kendinden değil de diğerinden başlamanın vaktidir. Herkes için mutluluk böylelikle gerçekleşecektir. Mutluluğun egemen olduğu dünyada kötücül aklın günleri sayılı demektir. İnsancıl yaşama var mısınız!
Dünya genelinde tespit edilebilen koronavirüs bulaşan kişi sayısı 200 bini geçmek üzere, yaşamını yitirenlerin sayısı da 8 binin üzerinde. En fazla ölümün yaşandığı ülke, açıklanan veriler ışığında İtalya gibi gözüküyor. Dünya Sağlık Örgütü (WHO), test yapılan kişi sayısının artırılması uyarılarını yapıyor. Zira virüs bulaştığı kimi kişilerde belirti göstermediğinden bulaşıcılığının önüne geçilemiyor. Bu nedenle de tüm ülkeler yurttaşlarına eve kapanma çağrısında bulunurken bazen de uymayanlara yönelik yaptırımlar getiriyorlar. Dünya her geçen gün biraz daha eve kapanırken doktorlar da sosyal medya aracılığı ile “biz sizin için buradayız siz de bizim için evde kalın” mesajını yaygınlaştırmaya çabalıyorlar.1 Hiçbir ülkenin sağlık sisteminin yurttaşlarının çoğunun hastalanması durumunda ayakta kalması mümkün değilmiş, bunu da böylelikle öğrenmiş oluyoruz. Kimse bir salgın durumuna hazırlık yapmamış. Devletler, birbirlerinin cebinden nasıl para alırım ya da doğal kaynaklarını talan etmenin yollarını nasıl bulurum ötesine geçen akıl yürütmelerin dışında, insanı önceleyen bir düşünüşe sahip değillermiş. Tüm o “think tank” kuruluşlarının aklına, böylesi bir salgın durumunda sağlık sisteminin yetersiz kalabileceği ve acil önlemleri içeren tedbirlerin hazır edilmesi önerisinde bulunmak gelmemiş. Şimdiden sonra da gelir mi şüpheli. Neden mi şüpheli, çünkü dünyaya hakim olan pragmatist (faydacı)/araçsal/talancı akıl böylesi bir önerinin getirilmesine engel de ondan.
Bundan sonraki yazılarda sözünü ettiğimiz pragmatik/faydacı aklın, eleştirel aklın oksijenini nasıl sömürüp onu boğduğuna yönelik örnekler üzerinden düşünme çabaları içinde olacağız. Umarım yeni yaşama dair olumlu çıkarımlar yapma imkânını da bulabiliriz. Koronavirüsün etkilerini en aza indirebilmek adına devletler, çeşitli önlemler almayı sürdürüyor. Bu önlemleri alma süreçlerinin nasıl işlediğine bakarak pragmatist/faydacı aklın da izlerini sürebileceğiz. Krizin Çin’de patlamasının ardından Dünya’nın tepkisi izlemekten öteye geçemedi. Belli ekonomisine yapacağı olumsuz etkiler nedeniyle ellerini ovuşturanlar da olmuştur. Çin’in hastalığın yayılımından önce yaptığı bir hatadan da söz etmeden geçmeyelim. Salgının patlak vermesinin öncesinde Çin’li bir doktor virüsün tehlikesine dikkat çekmek istiyor, ancak otoritelerin ilk tepkisi emniyete çekip sorgulamak oluyor.2 Maalesef salgın esnasında da hayatını kaybediyor. Çin’in ilk tepkisinin önemli itici gücünün “ekonomi etkilenmesin”den kaynaklanmış olabileceği ihtimaller arasında yer alıyor. ABD ile olan çekişmesi herkesin malumu.
Virüsün Avrupa’ya sıçrayıp, merkez üssü haline gelmesinin ardından ise mevzunun uzaktan izlenirken yeterince ciddiye alınmadığı anlaşılıyor.3 İngiltere Başbakanı Boris Johnson’ın tutumu halk sağlığı-bilim-neoliberal ekonomi üçgeninde İtalya örneği önümüzdeyken bunu açıkça gözümüze sokacak kadar netti. Uzun süre etkili önlemler almak konusunda direndi. Yaşamını yitirenlerin sayısı yüzü geçince, okulları tatil edip durumun ciddiyetine ancak vardığının sinyallerini vermeye başladı. Vardı mı varmak zorunda kaldı mı elbette tartışılır, zira ilk tepkisi aklı hangi parametreler üzerinden örgütlediğini ayan beyan ortaya serer nitelikteydi. İngiliz basını “Koronavirüs Brexit” kararı olarak okudu bu durumu. İngiltere’de başkanlık seçimlerinin yapıldığı dönemde İngiltere İşçi Partisi’nin kazanması için “fingers cross” yaparak beklemiştim seçim sonuçlarını. Parti, Jeremy Corbyn ile sosyalist, halkçı bir programla seçimleri selamlamış ve halkın yaşamını kolaylaştıracak önlemleri içeren bir paket hazırlamıştı. Ancak beni hayretlere düşüren İngiliz halkı, tercihini Muhafazakâr Parti adayı Boris Johnson’dan yana kullandı. Johnson, sosyal devlet uygulamalarına yönelik hiçbir vaatte bulunmadığı gibi sağlık sistemini (NHS) de özelleştireceğinin sinyallerini veriyordu. Bir Brexit canavarı yaratılarak İşçi Partisi’nin işçi sınıfının en güçlü olduğu bölgelerde bile kaybetmesine yol açacak propaganda ile insanları kandırmayı başarabildiler. Peki akıl buna nasıl ikna edildi? Üniversiteler ücretsiz olacak, sağlık hizmetleri iyileştirilecek, internet ücretsiz olacak, kamulaştırmalar gündeme gelecek vaatlerinin yanında, ne idüğü belirsiz bir Brexit canavarının kendilerini yiyeceğine İngilizler nasıl inandırıldı. Pragmatist akıl ile dansta nasıl bir parça seçildi ki İngiliz halkı sürekli ayağına basıldığının farkına varamadı. Bunlar, üzerine düşünülesi ve eleştirel aklın nasıl baskılandığı konusunda kullanılan propaganda aygıtı ve dilin izini sürmek anlamında değerli vakit ayırmalar diye düşünenlerdenim. Düşünce egzersizi içindeyken kapitalist/neoliberal ekonomik düzenin de bu akıl üzerine inşa edildiğini gözden kaçırmayalım. Söz konusu talancı akıl örgütlenmesinin “pain in the arse (baş belası)” olma durumu karşısında çoğunluğu rahatsız etmiyor olması da manidar.
Virüsün yıkıcı etkinliğini her geçen gün artırdığı sıralarda devletler/hükümetler virüs paketleri açıklamaya başladılar.4 İnanamayacaksınız, ABD resmi ağızlardan yaptığı duyuru ile sağlık hizmetini ücretsiz hale getirip yurttaşlarını koruyacak önlemler için gerekli olan paraları bütçelerinin ilk sırasına almayı bile becerebildi.5 Hemen umutlanmayın faydacı akıl hala devrede. Kasım’da yapılabilirse Başkanlık seçimleri var. Trump’ın karşısına çıkacak adayı belirleyebilmek için Demokrat Parti’nin aday yarışı takip edilirse eleştirel aklın nefes almaya başladığı yönündeki umutlar konusunda temkinli olmak zorunluluğu da görülecektir. Zira, Demokrat Parti’nin sosyalist bir programla öne çıkan adayı Bernie Sanders, Trump’tan çok da farklı olmayan bir zihniyetle ülkeyi yönetecek olan Joe Biden karşısında epeyce gerilere düşmüş görünüyor. Serbest piyasacı, pragmatist akıldan beslenen kapitalist düzen, şimdilerde halkçı politikaların uygulanması ihtiyacı içinde. Samimiyeti tartışılır olsa da ileriye dönük olarak, halkın böyle bir yaşamı virüs korkusu altında da olsa deneyimleyecek olması değerli diye düşünüyorum. İspanya’da özel hastanelerin geçici olarak kamulaştırılması da bunun ilk sinyallerinden biri.7 Meselenin bu kısmını da, Kübalı doktor Luis Herrera’nın sözleri ile sonlandıralım; “Dünyanın, sağlığın ticari bir faaliyet değil temel bir hak olduğunu anlama fırsatı var.”8
Gelelim bize, burada çok dolu olduğumu söylemeden yazıyı sürdüremeyeceğim. Hangi birinden başlayayım bilemedim. Virüs, Çin’de yayılırken dünyanın diğer ülkeleri gibi biz de izlemeye koyulduk. Sosyal medyada durumun ciddiyetinin halkın kimi kesimlerince anlaşıldığı, paylaşılan mesajlardan anlaşılsa da geniş kesimler durumun vahametini hala anlamış gözükmüyordu. Şüpheler, güvensizlikler, komplo teorileri havada uçuşuyordu. Bizdeki akıl ne ara bunca darmadağın edilebilmişti diye düşünmeden edemiyor insan. Çoğaltılan sözlerden, paylaşılan video röportajlardan aklı uzun süre önce rafa kaldırdığımız ve tanımlayamadığım bir şeyi öne çıkardığımız ayan beyan ortadaydı. Kahrolmamak elde değil.9,10,11
Koronavirüs, ülkemizde resmi açıklamalara göre ilk kez bir hafta önce görüldü. İlk açıklamalar “telaş etmeyin henüz bir vaka var” yönündeydi. Çoğunluk buna inanmasa da inanmak istedi. Bekledik. Şimdi anlaşılıyor ki verilen rakamlarla gerçek arasındaki bağ bu alanda da çoktan kopmuş.12 Bilgilendirmede şeffaflık gözetilmediğinden, hem hastalığın Türkiye’deki gerçek durumu ile ilgili, hem de hasta sayısına dair şüpheler şeffaflık sağlanana kadar varlığını sürdürecek. Kısaca bu alanda işler karışık.
Salgına karşı yurttaşı düşünen önlemler üretebilmek konusunda da insancıl olmaktan ne kadar uzun süredir uzak kalındığı açıklanan ekonomik paketten ve TTB (Türk Tabipler Birliği) ve diğer sağlık sivil toplum örgütleri ile girişilen anlamsız didişmeden anlaşılıyor.14 Burada nasıl bir aklın devrede olduğunu anlamakta güçlük çekiyor insan. Belki de öncelikle nasıl bir politik düzen içinde olduğumuzu adıyla çağırıp bu düzene hakim olan düşünüşün adını sonra koymalıyız. Bu konuda Fikret Hoca’dan yardım alabiliriz diye düşündüm.13 Hocadan da feyz alarak “din soslu faşizmin”, derinleşmiş ve belirginleşmiş olan sınıfsal ayrımları kendi lehine çevirmek üzere insan aklı ile nasıl oyunlara giriştiğini ayrımsadıktan sonra bu ürkünç tablonun nasıl aşılabileceğine yönelik çözümler geliştirmek de zorlaşıyor. Ancak imkânsız olmadığını biliyoruz. Güvence noktamız ise yurttaşların dayanışmasına olan güvencimiz. Bu dayanışmayı Gezi Direnişi’nde, depremlerde, diğer doğal afetlerde, tedavi imkânı bulamayan hasta çocuklara destek etkinliklerinde hep beraber deneyimlemiştik.15,16
Bu yazılarda hem nalına hem mıhına vuracağız. Yukarıda tarif edilen aklın dayatmalarına karşı gerçekten eleştirel akla nefes alma olanağı tanıyacak olan soluk alma borularını açabildik mi diye sormayı ısrarla sürdüreceğiz. Bundan sonraki yazı da buna dair olacak. Birlikte düşünebilmek ümidiyle. Sevgiyle…
1 Doktorlar: Lütfen Bizim için Evde Kal
http://bianet.org/bianet/saglik/221601-doktorlar-lutfen-bizim-icin-evde-kal
2 Korona salgını: Susmak, gerçekten ölüm demek
https://artigercek.com/yazarlar/mehves-evin/korona-salgini-susmak-gercekten-olum-demek
3 Von der Leyen: Çin’deyken korona virüsünü hafife aldık
https://www.gazeteduvar.com.tr/dunya/2020/03/18/von-der-leyen-cindeyken-korona-virusunu-hafife-aldik/
4 Hükümetlerden virüs paketleri
https://www.dunya.com/dunya/hukumetlerden-virus-paketleri-haberi-465299
5 Donald Trump koronavirüs tasarısını onayladı: Ücretsiz test, ücretli izin…
https://www.evrensel.net/haber/399840/donald-trump-koronavirus-tasarisini-onayladi-ucretsiz-test-ucretli-izin?utm_source=anasayfa&utm_medium=manset&utm_campaign=haber&slide_order=05
6 Kapitalizmin üzerinde bir hayalet dolaşıyor
https://haber.sol.org.tr/yazarlar/fatih-yasli/kapitalizmin-uzerinde-bir-hayalet-dolasiyor-282899
7 Tek yol kamulaştırma
https://www.birgun.net/haber/tek-yol-kamulastirma-292181
8 Kübalı doktor Luis Herrera: “Dünyanın, sağlığın ticari bir faaliyet değil temel bir hak olduğunu anlama fırsatı var”
https://sendika63.org/2020/03/kubali-doktor-luis-herrera-dunyanin-sagligin-ticari-bir-faaliyet-degil-temel-bir-hak-oldugunu-anlama-firsati-var-580502/
9 Virüs fırsatçılarını ihbar için hat açıldı
https://www.gazeteduvar.com.tr/gundem/2020/03/13/virus-firsatcilarini-ihbar-icin-hat-acildi/
10 15 yaşındaki çocuk işçiye palangalı işkence yapan işyeri sahipleri tahliye edildi
https://www.evrensel.net/haber/399859/15-yasindaki-cocuk-isciye-palangali-iskence-yapan-isyeri-sahipleri-tahliye-edildi?utm_source=anasayfa&utm_medium=manset&utm_campaign=haber&slide_order=04
11 Elazığlı vatandaş Koronavirüs’ü yorumladı: Neden geldi biliyor musun? Dünya Türkiye’yle uğraşıyordu; Allah bela verdi
https://www.t24.com.tr/haber/elazigli-vatandas-koronavirus-u-yorumladi-neden-geldi-biliyor-musun-dunya-turkiye-yle-ugrasiyordu-allah-bela-verdi,867432
12 Güle Çınar’dan ‘teşekkür’, TTB’den destek açıklaması
https://haber.sol.org.tr/turkiye/gule-cinardan-tesekkur-ttbden-destek-aciklamasi-283027
13 ‘Örtülü ödenek’, ‘kapalı oturum’, ‘din soslu faşizm’!
http://yeniyasamgazetesi1.com/ortulu-odenek-kapali-oturum-din-soslu-fasizm/
14 Sermayeye 100 milyarlık destek, halka maske ve kolonya
https://haber.sol.org.tr/turkiye/sermayeye-100-milyarlik-destek-halka-maske-ve-kolonya-282970
15 Yurttaşları KOVİD-19’dan yurttaşlar kurtaracak…
http://yeniyasamgazetesi1.com/yurttaslari-kovid-19dan-yurttaslar-kurtaracak/
16 İnsanlığın sol yanı!
https://artigercek.com/yazarlar/nazimalpman/insanligin-sol-yani
Eleştirel akla can suyu niyetine bir düşün buketi derledik yine, kapanma günlerine derman olması dileğiyle…
Film önerisi:
Zengin Mutfağı: Zengin Mutfağı, Başar Sabuncu’nun Vasıf Öngören’in aynı adlı tiyatro oyunundan beyaz perdeye aktardığı 1988 yapımı filmdir.
Ben, Daniel Blake: Ben, Daniel Blake, 2016 yılında vizyona giren, Ken Loach’un yönettiği, senaryosunu Paul Laverty’nin yazdığı film.
Çoğunluk: Seren Yüce’nin yazdığı ve yönettiği 2010 yapımı film.
Z (Ölümsüz): Costa-Gavras tarafından 1969 yılında Vassilis Vassilikos’un yazdığı aynı adlı romandan beyazperdeye uyarlanan film.
Kitap önerisi:
Zorba: Nikos Kazancakis, Can Yayınları.
Şair: Füruğ Ferruhzad, Yaralarım Aşktandır.
Müzik
Ajda Pekkan – Haykıracak Nefesim Kalmasa Bile
https://www.youtube.com/watch?v=G81e4utp3Mo
Düşün Semineri
KARL MARX: “İNSAN TOPLUMU YA DA TOPLUMCA İNSANLIK” SÖYLEŞİ: LEVENT KAVAS
https://www.youtube.com/watch?v=2pFVJq0Gpvc
Resim
Çiçekli Armut Ağacı / Vincent van Gogh